ILIM VE IRFAN | Nisan | 2020 | DIGER YAZILAR | Okunma: 756
Allah’a Yaklastiran Bir Nimet: Ibadet
Ömer Aslan

Islam dini inanç ve ibadetin ayrilmaz birlikteligi üzerine kuruludur. Dinin özünde bulunan bu iki kavram birbirinin tamamlayicisidir. Iman, Müslüman olmanin ilk ve gerekli bir adimiyken; ibadet bu adimi pekistiren, inanci hayatin her alanina tasiyan bir kulluk bilincidir. Allah, dinin asli unsurlarindan olmasi sebebiyle inanan herkese imanda sabit kalabilme, istikamet üzere olabilme ve ibadeti yerine getirme sorumlulugu yüklemistir.
Ibadet sözlükte; boyun egmek, alçak gönüllü olmak ve kulluk yapmak anlamlarinda kullanilir. Dini bir terim olarak ibadet ise; insanin Allah’a derin bir saygi ve sevgiyle itaat etmesi, Allah’a yaklasmak ve O’nun (cc) hosnutlugunu kazanmak için yaptigi fiiller ve söyledigi sözlerdir. Ibadetlere karsi hassasiyet gösteren ve çok ibadet ettiklerinden dolayi kendilerine ubbad ismi verilen sufiler ise ibadeti; Allah’in rizasini kazanma, O’na (cc) yaklasma ve layik kul olabilme vesilesi seklinde anlarlar.

Naksibendilikte Cezbe ve Süluk
Prof. Dr. Kadir Özköse

Imam-i Rabbani’ye göre seyr ü sülûktan maksat, usul-i asere denilen ve kat edilmesi gereken on tasavvufi makami, sirasiyla kat etme çabasidir. Usul-i asere sisteminde tezkiye-yi nefs önceliklidir. Bu sistemde nefsin terbiyesi tasfiye-yi kalpten önce gelmektedir. Usul-i asere sisteminde velayet ve hidayet makamina ermek için bir mürside intisap etmek sarttir. Bu yol muhiblerin ve müritlerin yoludur.
Hakikate ermenin ikinci yolu ise herhangi bir seyr ü sülûk gerçeklestirmeden hasil olan cezbe ve ask yoludur. Bu yolda bir mürside intisap zorunlu degildir. Yine bu yolda kalbin tasfiyesi, tezkiye-yi nefsten önce gelmektedir. Bu yol mahbup ve murat olunanlarin yoludur. Imam-i Rabbani bu tespitlerini Aynülkudat Hemedani’nin su degerlendirmeleriyle temellendirmektedir: “Mahbup ve murat olanlar yanlarinda bir kilavuz olmadan kimsenin girmedigi bir yola girmislerdir.

Mizah ve Saka Konusunda Peygamberimizden Örnekler, Ölçüler
Dr. Ibrahim Tozlu

Onur; kisinin saygisi, serefi, haysiyeti, izzet-i nefsi ve itibari ile yakindan ilgilidir. Her ne kadar farkli toplum ve kisilere göre tanimi degisse de mizahin özünde sözlü veya fiili olarak insani güldüren saka/sakalasma yer alir. Insan yapisi geregi degiskendir. Içinde yasadigi ortama uyum gösterebilir. Kur’an’in ifadesiyle, “Herkes, kendi mizaç ve mesrebine göre is yapar.” (Isra, 84) Burada önemli olan kimin dogru yol tuttugu ve hakikate eristigidir. Insan bazen üzülürken bir müddet sonra sevinebilmektedir. Hiç kimsenin sürekli üzülmesi veya araliksiz neseli kalmasi mümkün degildir. Örnegin Peygamberimiz döneminde Hanzale bin Rebi’in (ra) yasadiklari günümüz açisindan da önemlidir. O, ailesiyle sakalasip gülerken dünyevi duygulara kapilip gider, Resulullahin huzuruna vardiginda ise agir basliligini korumaya çalisirdi. Bunu iki kisilikli bir davranis olarak yorumlar ve münafikça bir tavir gösterdigini düsünerek üzülürdü. Bu sahabi, Efendimizin vahiy katipligini yapmis, Mekke’nin fethine katilmis, elçilik görevi üstlenmis, Efendimize unuttugu bir seyler olursa hatirlatmakla yükümlü tutulmus, gerektiginde peygamberlik mührünü tasima serefiyle kiymet bulan bir mü’mindir.

Ihlasa Verilen Mükafat
Sami Bayrakci

Yeryüzünde inanç ekseninde kurulan her bir medeniyetin ilmi, ihlasi, gayreti, hizmeti ve diger pek çok özelligiyle temayüz eden, söz konusu medeniyetin öncüsü, yüz aki, köse tasi mesabesinde sahsiyetleri vardir. Islam medeniyetinin ilk öncüleri sahabe-i kiram, tabiin ve tebe-i tabiin olarak isimlendirilen ilk üç nesildir. Selef-i salihinin öncüleri olan bu ilk üç nesilden tabiin nesli, Peygamber Efendimizle mülaki olma serefine nail olamamis ancak sahabe efendilerimizin ilim halkalarina ve sohbetlerine dahil olma imkanina kavusmus kimselerdir. Tabiin neslinin önderlerinden biri de Malik bin Dinar’dir (ks)

Sufi Siirin Diyarinda
Dr. Abdullah Taha Orhan

Güller seherde açilirmis. Fütuhat seherde ugrarmis; seherlerde istigfar edenlere. (Zariyat, 18) Bülbüller askla kendilerinden seher vaktinde geçerlermis. Dervisler seherlerde kalkip zikrullahla sakirlarmis. Kimi menekse olurmus dervisanin, kimi sümbül. Evrad ü ezkar farkli olsa da mezkur bir imis. Göz dile gördügünü söyler, dil göze söyledigini gösterirmis; o da bir imis.
Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin bir siirinden aldigimiz bu misralar gülle bülbülü, menekseyle sümbülü, gözle dili yani kesreti söylese de bize, dört asir evvelinden beridir aslinda vahdetten dem vurmakta. Nedendir, redifli bu siirinde Hazret birden çogun, vahdetten kesretin nasil zuhur ettigini soruyor esasen, cevabini ise sorunun içinde gizleyerek. Nasil mi?

Allah’in Has Isimlerinden: Rahman (cc)
Ahmet Edip Basaran

Besmele-i serif, Allah lafz-i celaliyle baslar, rahman ve rahim isimleriyle devam eder. Rahman esmasi, tipki Allah (cc) ism-i celali gibi has isimlerdendir ve Allah Tealadan baskasi için kullanilmaz. Rahman, rahmet kökünden gelmedir ve O’nun (cc) yoktan var ettigi bütün mahkukata olan sonsuz merhametini, esirgemesini ve sefkatini ihtiva eder. Rahman, bütün yaratiklara riziklarini veren, her an bütün mahlukat hakkinda hayir ve rahmet irade buyuran, bütün mahlukatina sayisiz nimetler verendir. Rahman, nizam ve adalet sahibi olandir. Zira kendisine inanan, inanmayan bütün kullarina sonsuz rahmetiyle ve cömertligiyle ihsanda bulunur. Bu bakimdan rahman ismi, dünyadaki lütuf ve güzellikleri topyekun karsilayan bir isimdir.

Gavs-i A’zam’dan Birkaç Inci
M. Nezihi Pesen

Mü’min, dünya zindanindan nasil kurtulabilir?
Dünya hayati, bir bakima mü’minin zindanidir. Mü’min olarak kaldikça, dünya onun zindanidir. Fakat takva hali devam ettikçe, Allah onu oradan çikarir. Zindanindan, darliktan çikarir, ferahliga kavusturur. Mü’minin beden yumurtasinin kabugu çatlar. Baska bir sekle inkilap eder, dönüsür. Bu suretle o, hikmet tanelerini toplar. Allah onun gögsüne, kendisine yakinlik kanatlarini takar. Artik o, yemek tabaklarinin sahibidir. Sofranin sahibidir.

Insan Ölümle Dogar
Gökhan Ergür

Sessizce etrafini izliyordu. Yakalandigi hastaliktan bir türlü kurtulamamis ve fazlasiyla yorgun düsmüstü. Yol boyunca hayretle etrafina bakindi oysa binlerce kez gördügü, adimladigi sokaklardi bunlar. Evin önüne vardik. Kafasini kaldirip gökyüzüne bakti, derin bir nefesle gögü içine doldurdu ve apartmana adimini atti. O kapidan son kez girdigini ikimiz de bilmiyorduk.
Babam Seref Ergür 1938 dogumlu. Annesini hiç tanimamis ve 18 yasina kadar var gücüyle çalisip geçimini topraktan saglamis. Istanbul’da geçirmis oldugu 30 seneye ragmen hala topragini özler ve her kis mart ayinda yola çikip köye gitmenin hazirligini yapar. Annemin, “Yasini basini aldin, o kadar hastalik geçirdin otur azcik oturdugun yerde, oralarda sana kim bakacak?” sözlerine aldirmaz; çakisini, Seiko saatini, PTT’den emekli olurken kendisine hediye edilen rozetini ve kasketini kusanip Kasimpasa stadyumunun üst otoparkindan hareket eden Elaziglilar otobüs firmasina atlayip her yaz topragina döner.

(Yazilarin tamami derginin Nisan, 2020 sayisinda.)

GÜLBAHÇE ÇOCUK EKI

Ilim ve Irfan dergisi Gülbahçe Çocuk ekinde,
Arif Dede
Cesur Küçük
Melih Tugtag
Betül Nurata
Ahmet Demir
Seval Sahin Cevizci
Yazi ve çizgileriyle yer aliyor.

Muhterem Müslümanlar, acizane insanlara ögüt verecek ve onlari irsad edecek...

Çocuk fitratin en saf ve en temiz halidir. Bütün saflasma ve temizlenme süreçlerimizi çocuklasma süreci olarak da adlandirmak mümkün....

Ilim ve Irfan dergisinin Nisan 2024 sayisi yetimler dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016