Ilim ve Irfan dergisinin Mayis sayisi okuruyla bulustu. Dergi bu sayida kul hakki kavramini dosya konusu olarak isliyor. “Insanin insanla imtihani” ilkesiyle kul hakkini gündeme getiren dergi, haklarin ve hayatin temel noktalarina isaret etmeye devam ediyor.

Dergi bu sayida okurlari için birtakim yenilikler hazirlamis: Usta çizer Hasan Aycin, Kelimat-i Kudsiyye baslikli kösesinde tasavvufun temel kavramlarini yorumluyor. Ilk çizgisinde Aycin, Vukuf-i Zamanî kavramini tablolastiriyor. Bu sayinin diger büyük yeniligi ise, Sorgu-Sual kösesiyle ortaya çikiyor. Usta kalem Rasim Özdenören’e yöneltilen kisa sorulara Özdenören içten ve samimi kisa cevaplar veriyor. Sorgu-Sual bundan sonra da önemli simalara ayni sorulari yönelterek gelen cevaplari okuruyla paylasmaya devam edecek. Simdiden derginin en çok okunan sayfalari arasinda yerini alacak gibi görünüyor bu bölüm.

Kul hakkini genis çerçeve içinde ele alan dergi, sufilerin, “Halk, Hakk’in iyalidir.” sözüne vurgu yaparak, kullara yönelik haksizliklarin gayretullahi da harekete geçirecegini söylüyor. Kul hakkini sadece maddi haklar ile sinirlandirmayan dergi, dille yapilan hak ihlallerine de dikkatleri çekiyor.

Dergide dosya konusunu isleyen üç kapsamli yazi yer aliyor. Prof. Dr. Süleyman Derin, “Kul Hakki Tüm Sevaplari Alir Götürür”; Ismail Acarkan, “Hakkindan Vazgeçmek Erdemdir” ve Mazhar Salih, “Kul Hakkiyla Karsima Gelme!” baslikli yazilariyla kul hakkinin çerçevesini çiziyor. Süleyman Derin’in su hatirlatmasi bu hakkin ihlalinin doguracagi aci sonuçlari yansitiyor: “Peygamber Efendimiz (sas) kul hakki yiyen kisinin derhal o kardesi ile helallesmesini ve bunu ahirete birakmamasi gerektigini su sekilde ümmetine tavsiye eder; “Kim bir kul hakki yemisse derhal o kardesi ile helallessin. Çünkü (kiyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kisinin sevaplari alinir, o adama yüklenir. Eger sevaplari yoksa o hakkini yedigi adamin günahlari buna yüklenir."

Ismail Acarkan ise, su noktaya dikkat çekiyor; kul hakki yemek kötüdür ama bu hususta inceden ince bir baska husus daha var: Hakkimiz yendiyse, bu hususta bagislayici olmak tasavvuf ahlaki açisindan daha uygundur.

Derginin orta sayfasinda Irfan Kaynagi kösesinde düzenli olarak sohbetleri yer alan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi Hazretleri, “Dünyamizi Imar Ederken Ahiretimizi Harap Etmeyelim” baslikli yazisinda, günahlari küçük görmemeyi, seytanin hilelerinden korunmayi, Allah’a itaat etmekten bir an bile vazgeçmemeyi tavsiye ediyor. “Mü’minin -küçük gibi de olsa- hayri küçümsememesi gerekir. Belki de Allah’in rizasi Resulullah’in -küçük gibi görülen- sünnetlerinden bir sünneti yapmakla kazanilabilir. Müridin hayirli amellere, ibadetlere ve Allah’a itaata kendisini agir agir alistirmasi, tarikatin adaplarini yerine getirmeye çalismasi, zikir ve adaplari tatbik etmeyi terk etmemesi gerekir.” diyen Seyh Muhammed Muta’a Haznevi ibadet, itaat ve Hakk’in rizasini kazanmak yolunda uymamiz gereken temel ölçüyü beyan ediyor.

Dergi bu sayisinda yine dolu dolu içerigiyle göz dolduruyor. Kâmil Yesil, “Hikmeti Ehlinden Ögrenmek”; Doç. Dr. Selahattin Yildirim, “Sahabelerin Mübarek Üç Aylari”; Sami Bayrakçi, “Bir Yanik Kalp Hikayesi: Rabia Adeviyye”; Adem Dönmez, “Delhi’den Kalbimize Açilan Yol”; Kemal Özer, “Bahsedilmis Emanet: Temiz Gida ve Fitrat”; Ahmet Birler, “Kirkambar” basliklariyla bir ay boyunca tasavvufun büyüklerinden Delhi’ye yolculuga, yedigimiz gidalarin temizliginden üç aylarin faziletlerine kadar genis bir alanda okurun kalbine hitap ediyor.

Ilim ve Irfan Ailemiz sayfalarinda ise, Deniz Çiftçi, “Habil ve Kabil Olmak”; Esra Küçük, “Çocuklarinizi Korkulariyla Yüzlestirin” basliklariyla ailenin dertlerini omuzlamaya, sicakligini hissettirmeye, hanimlara pratik bilgiler vermeye devam ediyor.