SAADETTIN ACAR | Temmuz | 2014 | BASLARKEN
Oruç, insan olma halimizi -ve belki de ayricaligimizi- hatirlatiyor bize. Yani irade sahibi olusumuzu ve gerektiginde en zorunlu ihtiyaçlarimizdan bile feragat edebilecegimizi ispatlamis oluyoruz oruç tutmakla… Yazar Rasim Özdenören bu anlamda söyle der: “Oruç, mücerret bir yemek yememe halinden ibaret degildir. Insan kendisini bir faaliyetten alikoymaktadir, fakat bu durum ayri bir eylemin adidir, çünkü isteyerek, iradeyle ifa edilmektedir. Bu bakimdan bir hayvanin veya insanin aç birakilmasi hali ile onun oruç tutmasi hali birbiriyle ilgisiz, birbiriyle hiçbir temas noktasi bulunmayan iki farkli durumdur. Oruç tutan insan, yemek yemeyi, onu sirf kötü oldugu için terk etmiyor, yemek yememekle belki gündelik bir aliskanliga karsi çikilmis oluyor: iradi bir eylem gerçeklestiriyor.”

Açlikla doymak
Kiymetli mütefekkirimiz Sezai Karakoç, orucu bir yeniden dirilise benzetir ve su sorulari sorar: “Oruç, esyayi ve evreni bize yaklastirmis degil midir? Insan oruçla esyayi daha derinden algilamakta, kavramakta degil midir? Oruç ayinda gündüz daha gündüz, gece daha gece degil midir? Günes daha günes, su daha su, toprak daha toprak, ay daha ay, yildiz daha yildiz, zaman daha zaman, mekân daha mekân, vücut daha vücut degil midir? Ve nihayet ruh, daha ruh degil midir?” Bu sorularin, içinde cevaplarini da barindirdigi ortada. Gerçekten Ramazan ayinda her sey aslina döner sanki. Esyanin hakikatiyle yüzyüze geliyoruz bir nevi. Çok zaman fark edemedigimiz, göremedigimiz esyayi, sanki ilk kez görüyormusuz gibi bir hisse kapiliriz oruçluyken. “Esyanin hakikatini görmek” sanki bu ayda gerçeklesir, somut bir hal alir. Acaba diyorum, bunun sebebi duygularin, ruhun daha çok hassaslasmasi midir? Yoksa bunu kainattaki her seyin oruç tutmasiyla mi açiklamak gerek? Ve acaba kainattaki her sey kendini oruçlu kisiye göstermek, begendirmek istedigi için mi esyanin üzerindeki perdeler kalkar?
Bunlari düsünmek gerekir…

Mustafa Kutlu ise oruca bambaska bir açidan bakiyor: “Açlik bizi doyuruyor. En çok kiymet verdigimiz seyleri baskalari ile paylasmaktan sonsuz bir haz duyuyoruz. Bize yük olan her unsur, her tasa, her ihtiras tasini taragini toplayip savusuyor. Kapimiz ve soframiz açik. Derdimizi ve sevincimizi söylemekten hosnutuz.” Çünkü oruçluyuz. Evet, oruç ayi bize, arinmak için önemli bir imkan sunuyor. Ve surasi muhakkak ki; günahlarimizdan pismanligimiz ve Allah’a yönelisimiz ne kadar samimi ve yürekten olursa, arinmamiz da o denli kapsamli olacaktir.

Ezan ile gelen ferahlik Ezani, bir de iftari bekleyenlerin heyecanlarinda görmek ve bu bekleyisin ve fiziki sikintinin ezanla nasil son buldugunu düsünmek... Ince bir mesele... Hakikatte ezan, her zaman bizi ayni seye davet eder, bize ayni seyi haber verir: Kurtulusu, bollugu, genislik ve ferahligi… Hatta özgürlügü... Hiç olmazsa Ramazanda bunu fark etmeli, anlamali degil miyiz? Nasil ki Ramazanda müezzinin sesi bize o ana kadar bekledigimiz -dört gözle yolunu gözledigimiz- bir haberin müjdesini veriyorsa, her gün ve her vakit okunan ezan da aslinda bizi ayni genislige, ayni bolluga çagiriyor: Dünya sikintilarindan bizleri çekip çikaracak ve bizleri kanatlandirip uçuracak bir yolculuga çagridir her ezan gören gözler, düsünen beyinler için…

Aslinda daima, iftar ezanini bekler gibi ezani beklemeli degil miydik? Namazin vaktinin girdiginin ilani olan ezani, her vakit, iftar vakti ezanini arzuladigimiz gibi arzulamamiz gerekmez miydi?
Bu suura ermek dilegi ve duasiyla…

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016