ILIM VE IRFAN | Mayıs | 2019 | AYIN KONUSU | Okunma: 916
Güller Gibi Gül Efendim, Ramazan Mübarek Ola!

Dini günlerin ve gecelerin en güzel yanlarindan birisi, yüzyillar içinde bu mübarek vakitlerin halkin önce gönlüne sonra da diline aydinlik vermesidir. Rabbimizin emri, Resulullah’in sünneti, ashabin yasayisi, alimlerin bilgisi halkin irfaninda incele incele billur bir aydinliga dönüsmüstür. Din; yasamak demektir. Islam ancak yasanirsa, halkin gönlüne, ameline, diline yansirsa varligini en güzel sekliyle devam ettirir. Islam’in emri olan hayat nizami yüzyillar içinde tam bir kandil olup milletin gönül huzurunu aydinlikla temin etmistir. Alimler, arifler, veliler ve onlara derin bir hürmet duyan milletimiz incelikleri nakis nakis kalplere, dillere ve hayata yansitmistir.
Teravih, sahur, iftar, mukabele, fitir sadakasi, itikaf ve nihayet orucun bizzat kendisi candan ve gönülden agirlanmakta, bu mübarek ay sultan olarak en büyük tazim ve hürmeti görmektedir. Rabbimizden gelen bu kutlu misafiri, biz nasil agirlarsak Rabbimizin huzurunda biz de öylece agirlanacagiz. Iste bu suurla, ihsan makami en genis, en güzel anlamiyla ve bütün ümmet cografyasinda Ramazan’da canli bir sekilde yasanmaktadir. Oruç hakkinda son dönemde en güzel, en içli yazilari Sezai Karakoç yazmistir. Onun yazilari adeta orucun kandilini en parlak seviyede yakmakta, bu kandil ruhumuzun en ücra kösesine dahi bir Ramazan aydinligi vermektedir. Ve orucu en güzel sekilde konuk etmek için mü’minleri uyarmaktadir Sezai Karakoç: “Oruç geldi, ondan bize ölümsüz bir seyler katilacak demektir. Giderken bizden de ona ölümsüzlesecek birkaç sey katilmali.”
Orucu tutmak, makbul olmasi için Allah’in rizasini gözeterek, Sünnet-i seniyyeye uyarak yerine getirmek gerekir. Yalniz, Peygamber Efendimizin su ikazlarini da akildan hiç çikarmamaliyiz: “Kim yalan konusmayi ve yalan-dolanla is yapmayi terk etmezse Allah o kimsenin yemesini, içmesini birakmasina kiymet vermez.” (Buhari, Savm 8, Edeb, 51) “Nice oruç tutanlar vardir ki, orucundan kendisine kuru bir açliktan baska bir sey kalmaz! Geceleri nice namaz -teravih ve teheccüdkilanlar vardir ki, namazlarindan kendilerine kalan yalniz uykusuzluktur.” (Ibn Mace, Siyam, 21) Biz mübarek Ramazan’a hos geldin diyelim ve sizi de dosyamizla basbasa birakalim:
Ramazan’im merhaba
Bizlere verdin sefa
Rabbimize hamdolsun
Her nefeste bin defa.

Ramazan Mektebinde Talebe Olmak
Doç. Dr. Ibrahim Baz

Talip olan kimseye yalniz insan degil, zaman ve mekan da muallim ve mürebbi olur. Sessizce talim yapar, yasatarak terbiye eder. Ve esasinda insanin egitimi ve kemali, bilgiden çok görgü ile yani görerek, hissederek ve yasayarak gerçeklesir. Insan insanin gölgesinde yetisir, sözü de iste bu hakikati ifade eder. Ancak insanin önce muhtaçligini ve açligini hissetmesi sonra da gönülden istemesi yani talip olmasi gerekir. Talip olmayan ve Iblis gibi bilgiçlik taslayanlar peygamber dinleseler dahi ders ve ibret almazlar. Peygamberi yalniz bir beser, zamani dakika ve saat, mekani tas ve toprak sanirlar. Namazlari onlari kötülükten uzak tutmadigi gibi, oruçlari da açlari görecek bir insaf ve vicdan vermez kendilerine. Talip olmak bu hakikati anlamanin anahtaridir. Insanin, mekanin ve zamanin talebesi olmak. Enfüsün ve afakin talebesi. Nasil talebe olmadan ögretmen olunmazsa, insanin ayagini çamurdan çikarmayan nefs-i emmarenin terbiyecisi olmak için de insana vecd veren ve vücud bulduran vicdanin talebesi olmak gerekir. Bütün bu hakikatleri ögrenmenin kutlu bir zaman dilimi vardir: Kendisinde Kur’an’in indigi sehr-i Ramazan. Bu aydan istifade etmenin yolu, Ramazan talebesi olmaktir.

Asr-i Saadet’te Ramazan Günleri
Dr. Ibrahim Tozlu

Sevgili Peygamberimiz Medine’ye hicret ettigi yil Medineliler Asura orucu tutuyorlardi. Hazret-i Aise’nin anlattigina göre Efendimiz, hicret ettigi gün bu orucu devam ettirmis ve tutulmasini istemisti. (Buhari, Savm, 69) Ilk günden itibaren Medine’de Efendimize cephe alan Yahudiler, bu orucu, Hazret-i Musa ile Israilogullarinin Firavun’un elinden kurtuldugu günün hatirina tuttuklarini söyleyerek muhalif tavirlarini belli etmis ancak Efendimiz onlara, “Biz Musa’ya sizden daha layikiz.” buyurmustu. (Buhari, Tefsiru Sure, 2/24)
Ramazan ayina mahsus oruç ibadeti Medine’ye hicretten on sekiz ay sonra farz kilindi. Kaynaklarda farkli yorumlar var ise de kabul edilen görüse göre çok sicak ve yakici bir zamanda oruç farz kilinmisti. Bu sebeple bazi alimler ramazanin; yakici sicak, günesin kum ve taslari çok isitmasi, yalinayak yürümekle ayaklarin kavrulacagi manalarina geldigini söylemektedir. (Ayni, Umdetü’l-Kari, I, 75)

Hayrin, Bereketin ve Rahmetin Habercisi
Prof. Dr. Kadir Özköse

Imam-i Rabbani’ye göre Ramazan ayi tüm kayitlardan, her türlü alakadan ve her çesit ilgi dagilmasindan soyutlanip Hak’ta karar kilmak, Ilahi rizayi arama çabasina bürünmek, manevi hayatimiza çekidüzen vermek için yegane firsattir. Bu durumu Imam-i Rabbani cemiyyet kavramiyla ifade etmektedir. Imam-i Rabbani’nin tasavvufi tecrübesinde cemiyyet, salikin hem aklini hem de gönlünü olanca gücü ile Allah’in rizasina, Ilahi hükme, külli iradeye ve kullugun gereklerine has kilmasidir. Cemiyyet hali bir tür kurbiyettir yani Allah ile beraber olma gayretidir. Bu ayda saglanan cemiyyet hali yil boyunca saglanacak toparlanmanin birer göstergesidir. Bu ayda maruz kalinan tefrika hali ise yil boyunca yasanacak daginikligin bir isareti hüviyetindedir. (Imam-i Rabbani, Mektubat-i Rabbani, trc. Talha Hakan Alp ve Ömer Faruk Tokat ve Ahmet Hamdi Yildirim, Semerkand, Istanbul 2018, c. I, 106) Bu ayda sayet kalp daginikligi vuku bulacaksa, bu hal Allah korusun bütün sene boyunca kisinin kalp daginikligi yasamasina yol açabilir. Imam-i Rabbani bizlerden bu ayi firsat bilmemizi istemekte, elden geldigince bu ayda toparlanmaya çalismamizi istemektedir. O nedenle bu ayda mü’min niyetini tazeler, iradesini güçlendirir, rotasini çizer, istikametini belirler, donanima erer, Ilahi askin yoluna bas koyar on bir ay boyunca yasanacak bir ask estetigini bu ayda kazanmayi basarmis olur. Imam-i Rabbani bir baska mektubunda Ramazan ayi boyunca hakikatlerin elde edilmesini, dikkatlerin yogunlasmasini, istikametin gerçeklestirilmesini ve kullukta karar kilinmasini cemiyyet hali olarak nitelendirmekte bu ayin firsatlarini degerlendirmeye su sözleriyle tekrar dikkat çekmektedir: “Ramazan ayi cemiyyet haline bürünmüs bir kimseye ugrarsa ve o kisi de bu ayin hayirlarindan ve bereketlerinden nasiplenirse tüm sene boyunca cemiyyete ulasmis olur. O aydaki hayirlari ve bereketleri elde etmis olur.” (Imam-i Rabbani, Mektubat-i Rabbani, c. I, 539)

(Dosya yazilarinin tamami derginin Mayis sayisinda.)

Muhterem Müslümanlar, babam Seyh Hazretlerinden su sohbeti dinledim, buyurdular ki:...

Hayat-din iliskisini dogru ve dengeli bir baglama oturtmak temiz fitratin çagrisina kulak vermek anlamina gelir....

Ilim ve Irfan dergisi 13. yilina girdi. Dergi 13. yilinin ilk sayisini teblig dosyasina ayirdi....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024