ILIM VE IRFAN | Aralık | 2018 | AYIN KONUSU | Okunma: 882
RESULULLAH SÖYLEDI, ISITEN MÜSLÜMAN OLDU

Hadis-i serifler, Resulullah Efendimizin mübarek sözleridir. Resulullah Efendimiz, Allah Tealanin kulu ve elçisidir. Döneminden kiyamete kadar bütün insanlar mü’min ve Müslüman olmak, olabilmek için O’nun (sas) teblig ettigine uymakla mükelleftir. Kim, Resulullah’tan koparsa, ayrilirsa, hadis-i seriflere ittibadan vaz geçerse, Allah’in dininden vaz geçmis demektir. Böyle bir sapkinliktan bütün kalbimizle, bütün gücümüzle Allah’a siginiriz. Bir ilim olarak hadis-i serifler, daha Resulullah hayattayken kayit altina alinmaya, sahabeden sahabeye ulasmaya baslamis, asirlar içinde çesitli zahmetler, zorluklar, sikintilar da barindirarak bugüne kadar gelmistir. Ilim sahasi içinde olan ve ilim erbabinca, hadis ehlince vuzuha kavusturulmasi gereken bazi meselelerin -hasa dinimizde bir problem varmis gibi- asli astari olmayan, yalan yanlis çikislarla toplum önünde tartisilmasi son derece yanlis ve yakisiksizdir. Ilahi vahyin tebligcisi ve yasayicisi olan Hazret-i Peygamberin sözleri, hareketleri, davranislari, kisisel özellikleri kisacasi bütün hayati Müslümanlar için büyük bir önem tasimistir ve tasimaktadir. Ilk Müslüman nesil olan sahabe efendilerimizden itibaren Resulullah’in söyledikleri ve yaptiklari rivayet yoluyla nesilden nesile aktarilmistir. Sahabe efendilerimiz bu meselede büyük bir titizlik göstermis, Resulullah’a dair bilgileri dogru bir sekilde aktarma ve genis kitlelere ulastirma gayreti içinde olmuslardir. Hadis metinlerinin dinimizdeki yeri ve önemi kadar, günümüze intikalinin de bilinmesi, hem ilim ve hem de dinimiz bakimindan ehemmiyet arz etmektedir.
Resulullah Efendimiz, hadis kelimesini bizzat kullanmistir. Sahabe efendilerimiz de Resulullah’in huzurunda O’nun (sas) sözlü ifadeleri için hadis kelimesini kullanmislardir. Hadis ve çogulu olan ehadis kelimeleri Kur’an-i Kerim’de de geçmektedir. Hadis; az veya çok söz, haber ve sözlü ifade demek olup; eski anlamina gelen kadim kelimesinin ziddidir. Hadis terimi, Hazret-i Peygamberin yalniz sözleri için degil fiilleri, olaylar karsisinda takindigi tavri, vasiflari, ahlak ve semaili için hatta sahabe ve tabiuna izafe edilen haberler için de kullanilmistir.
Resulullah’in hepimize örnek hayati, sözleri, hareketleri bu dünyada Müslüman ve mü’min olarak nasil yasanilacaginin en açik delilidir. O’nu (sas) örnek almayan, O’nun (sas) gibi yasamayan biri Islam’in hangi hayat ilkesine bagli kalabilir?
Büyük tasavvuf klasikleri; Hilyetü’l-Evliya, el-Hadikatü’n- Nediyye, el-Lüma’ gibi eserler bu yolun basi olarak Resulullah Efendimizi anmislar ve hayata O’nunla (sas) baslamislardir. Silsile, saglam bir senetle Resulullah’a baglanirsa makbuldür ve mürsidler, O’nun (sas) varisidir.
Kainatin efendisi, canlar cani, nebiler sultani Muhammed Mustafa (sas) Efendimiz, yaratilis ve ahlakça gelmis ve gelecek bütün insanlarin en güzeliydi. Biz de O’nun (sas) güzelligine, rehberligine, sefaatine, yoluna talibiz ve bagliyiz. Rabbimiz, bizleri ve sizleri O’ndan (sas) ayirmasin duasiyla, sizi dosyamizla basbasa birakiyoruz.

DININ KAYNAGI OLARAK HADIS-I SERIFLER
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM

Islam ümmeti bir bütün olarak, Hazret-i Peygamberin risaletinin ortaya çiktigi ilk andan günümüze kadar, Ilahi söz olarak Kur’an ile Hazret-i Peygamberin sünnetini birlikte benimseyip içsellestirmis, dinin bu iki ana kaynagini asla ayri düsünmemistir. Bu anlayisin bir yansimasi olarak sahabe neslinden itibaren her asirda yasayan Müslümanlar Allah’in kitabi Kur’an’i ibadet askiyla ezberledikleri gibi Hazret-i Peygamberin hadislerini de ayni inanç ve askla ezberleyip sonraki nesillere ulasmasini saglamislardir.
Hazret-i Peygamberin sünnetinin sözlü/yazili ifadesi olan hadisler, Hicri ikinci asirda kitaplara geçirildigi döneme kadar, bazi safhalardan geçmistir. Bu safhalar sunlardan ibarettir: Hifz dönemi (Hadislerin ezberlenmesi); Kitabet dönemi (Hadislerin yaziya aktarilmasi); Tasnif dönemi (Tasnifu’l-kütüb); Tedvin dönemi (Sistematik kitaplarin olusmasi).
Hadis külliyatina kuskuyla bakanlar, söz konusu birikimin sözlü kültür ortaminda uzun süre dilden dile aktarildigini, yazili kültüre geçis asamasinin ise ciddi ölçüde karanlik ve bilinmezliklerle dolu oldugunu, dolayisiyla meshur kitaplarda kaydedilerek günümüze ulasan hadislere bir bütün olarak güvenmenin mümkün olmadigini iddia etmektedirler. Özellikle modernlesme dönemi boyunca oryantalist arastirmacilar tarafindan öne sürülen bu ve benzeri iddialar Islam alimleri tarafindan çesitli sekillerde cevaplanmistir. Biz burada söz konusu cevaplarin bütün muhtevasina temas etmeyecegiz. Ancak bunlar içerisinde bir hususu özellikle öne çikarmak istiyoruz.

SÜNNET OLMADAN ÜMMET OLMAZ
DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ

Kulluktan maksadin ne oldugunu dogru anlamak için, Allah’in ve O’nun (cc) elçilerinden maksadin yani nübüvvetin dogru anlasilmasi ve kavranmasi gerekir. Hazret-i Adem’den itibaren dinin ortak adi olan Islam, peygamberlerin fiili rehberligiyle hayata aktarilmistir. Bu baglamda Kur’an-i Kerim, mü’minlere ne yapmasi gerektigini anlatirken, hadisler daha ziyade nasil yapmasi gerektigini beyan etmistir. Kur’an ayetlerini, kendisine nazil olan Hazret-i Peygamberden ayirma ve ayri anlama sansi olmadigi gibi, Hazret-i Peygamberin hadislerini de Kur’an ayetlerinden ayri tutma ve anlama imkani yoktur. Islam’in esaslarini yalniz Kur’an olarak görmek ve hadisleri yok saymak, öncelikle Hazret-i Peygamberi devre disi birakmak ve nübüvvet olgusunu kavramamaktir.
Bu ayrilmaz birlik ve bütünlüge ragmen, tarih boyunca oldugu gibi günümüzde de zaman zaman hadisler üzerinde degisik boyutta tartismalar yapilmaktadir. Özellikle son on yildir bir kisim sahislar ve mahfiller tarafindan yürütülen bu tartismalar, medyanin etkisiyle genis kitleler tarafindan duyulmaya baslanmistir. Yapilan polemikler zihinlerde bir karisikliga sebebiyet vermekte, temel dini konular çagin temel sorunlarindan biri olan sathilikle usul ve edepten uzak sekilde medyada yahut medya agziyla tartisilmaktadir. Konunun teknik yönü yani hadis usulü açisindan ele alinmasi gereken tarafi ve bunun öncelikle ehli arasinda yapilmasinin lüzumu bu yazinin konusunun disindadir. Ancak bu tartismalarin tarihi arka plani, muhtemel niyetin ne oldugu konusu ve topluma yansiyan sonuçlari özellikle günümüz Islam dünyasi açisindan büyük önem arz ettiginden kisaca ele alinmaya çalisilacaktir.


(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan'in 76. sayisinda.)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016