ILIM VE IRFAN | Ekim | 2014 | AYIN KONUSU | Okunma: 2132
AH TESLIMIYET!

Istanbul’un eski dergahlarinin duvarlarinda sikça rastlanan levhalardan biri de, “Ah teslimiyet!” yazili olanidir. Tam da teslimiyet ilkesi üzerine bina edilmis olan bu mekanlarda hakikaten, her derdin dermani, her adimin esasi, her ibadetin kâri olarak teslimiyeti görmek mümkün. Teslim olmus mürit, yolda alir basini gider, ilerler, menzilleri asar. Teslimiyetle basi dertte olan müritse, ilerleyen müride hiz katan bu gizli enerji kaynagini görmedigi için olan bitene çogu kez akil erdiremez.

Teslimiyet kolay ilerletir, kolay gelistirir, hizla yürütür ama acaba onu elde etmek kolay midir?

Teslim oldum diyeni bekleyen sinavlar vardir. Her bir asamada, teslimiyeti sinanir; basardikça yeni sinavlar bas gösterir. Acaba bu sinavlardan ne kadari Hazret-i Ibrahim’in sinavi kadar çetindir? Biricik ogulcagizini, kendi elleriyle ve biçakla kesmek, o güzel genç basini gövdesinden ayirmaya çalismak… Dikkat buyurun: Sadece kalbe saplaniverecek bir biçak darbesiyle ya da bir uçurumdan yuvarlayivermekle öldürmekten degil, bogazina biçak çalarak, adim adim bogazin derisini, boynunu, sah damarini kesmekle öldürmekten yani ölenin ölümüne saniye saniye tanik olarak öldürmekten bahsediyoruz. Bu sinavdaki teslimiyetine ne demeli?

Ya Hazret-i Ismail’in sinavi? Babasinin, sadece gördügü bir rüya üzerine, kendisinin daha baharinda olan ömrüne son vermek istemesine, teslimiyetle karsilik vermesine ne demeli?

Iste kurban, bu iki nebiden bize kalan bir hatiradir. Onlarinki gibisini basarmak mümkün degilse de, bu ibadetin bize, onlari anlama çabasi, onlari takdir duygusu ve canu gönülden bir “Ah teslimiyet!” dedirtmesi bile büyük kazançtir.

Dergimizin bu sayidaki dosyasi, bu muazzam hadiseyi anlama çabasinin ürünü olan çok kiymetli yazilardan olusuyor. Hayirlara vesile olmasi dilegiyle…

KURBAN VE TESLIMIYET
PROF. DR. SÜLEYMAN ULUDAG

Teslim kelimesi selam, selamet ve silm kökünden gelir. Selam ve selamet her türlü korku, endise ve tehlikeden uzak, bir sekilde baris, güven ve huzur içinde olmak anlamina gelir.

Teslim etmek, bir seyi veya bir emaneti sahibine verme veya bir seyi birine emanet etme, esir olmayi kabul etme (teslim olma) pes etme, üstün bir kuvvet karsisinda mücadeleden vaz geçip yenilgiyi kabul etme gibi manalara gelir. Teslimiyet ise teslim olma, itaat etme ve boyun egme halini ifade eder.

Dini bir terim olarak teslimiyet Allah Tealanin iradesine göre hareket etme, emir ve tavsiyelerine, yasak ve uyarilarina uymak anlamina gelir.

Hazret-i Ibrahim, rüyada, oglu Hazret-i Ismail’i bogazlamasi ve kurban etmesi gerektigini görür. Hak Tealadan gelen bu emre uyan baba ve oglunun hali söyle ifade edilir: “Her ikisi de Ilahi emre teslim olunca…” (Saffat, 103-111) Hazret-i Ibrahim de oglu da bu Ilahi emri kabullenmisler, Hak Tealaya teslim olmuslar, emrine boyun egmisler, emrin geregini yerine getirmek için harekete geçmislerdi. Fakat Hak Tealanin muradi Hazret-i Ibrahim’in oglunu kurban etmesi degildi. Onu sinamasi idi. Kur’an’daki “açik imtihan” (bela-yi mübin) ifadesi bunu gösterir. Bu sebeple Hak Teala, onun yerine kesilmek için koç kurban göndermistir. Hazret-i Ibrahim ve oglunun davranislari teslimiyetin en güzel simgesidir. Mü’min gerektiginde Allah yolunda canini, evladini ve malini feda etmeye hazir olmalidir.

Allah Teala Hazret-i Ibrahim’e, “Teslim ol!” deyince o da, “Teslim oldum gitti!” (Bakara, 132) demisti. Hazret-i Ibrahim’in mesrebi ve karakteri budur. Onu sevenlerin ve onun milletinden olmakla iftihar edenlerin yapmalari gereken Hakk’a karsi ayni teslimiyeti göstermektir.

ALLAH’A YAKIN OLMAK IÇIN NEFSIMIZI KURBAN ETMELIYIZ
ISMAIL ACARKAN

“Secde et ve yaklas!” (Alak, 19)
“Allah mü’minlerden nefslerini ve mallarini satin almistir. Muhakkak ki onlara cennet verilecektir.” (Tevbe, 111) “Onlara Adem’in iki oglunun gerçek haberini anlat. Hani onlar kendilerini Allah’a yaklastiracak birer kurban takdim etmislerdi de ancak ikisinden birininki kabul edilmisti. Digerinden kabul edilmemisti. Kurbani kabul edilmeyen Kabil, ‘Seni mutlaka öldürecegim!’ dedi. Buna karsilik Habil, ‘Allah yalnizca takva sahiplerinden kurbanlarini kabul eder!’ dedi.” (Maide, 27)

Kur’an’da kurbanla ilgili ayetlerden anliyoruz ki, kurban ibadeti tüm insanlik tarihi boyunca yasanan bir ibadettir. Çünkü insan beseriyeti ve gafleti nedeniyle hak ve hakikatten uzaklasir. Bu uzaklasma dogal olarak yakinlasmayi gerektirir. Nasil ki inis ve düsüs bir miraç ve yükselmeyi gerektiriyorsa uzaklasma da yakinlasmayi gerektirir. Insanin uzaklasmasina sebep olan en temel neden benligidir, bizzat kendini var bilmesidir yani kendini Allah’tan ayri ve bagimsiz bir varlik zannetmesidir. Ayni zamanda bu zan sebebiyle kendisine verilen her seyi de kendine mal edip bunlari nefsinin hesabina kullanmasidir. Insan kendisine verilen nefs, mal, evlat, güç gibi tüm imkanlari kendisinden bildigi ve kendisine mal ettigi zaman hak ve hakikatten uzaklasmis olur. Tekrar o asli yakinligi idrak etmek ve yasamak için yakinlasmanin yolunu aramalidir. Bu yakinlasma nefs ve malini, hakiki sahibi olan Allah’a vermekle olur. Yani kisi, mülkü olarak algiladigi her seyin kendisine ait bir mülk degil emanet oldugunu idrak edip bu emaneti sahibine vermekle yakinligi tekrar yasamis olur.

Nefs ve malini Allah’a vermek ne demektir? Hakiki sahibinin Allah oldugunun bilinci içinde nefs ve malini Hakk’in adina ve O’nun rizasi istikametinde O’nun hesabina kullanmaktir.

(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan dergisi Ekim (2014) sayisinda.)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016