ILIM VE IRFAN | Haziran | 2016 | AYIN KONUSU
ORUÇ DOYURUR

Bedeni doyurmanin yollari belli. Beden zaten aciktiginda verdigi somut tepkilerle, beni doyur diye bagiriyor. Ruhun tepkileri daha derinde oldugu için, ruhu doyurmak aklimiza ya geliyor ya da gelmiyor. Bedeni doyurmak, bedene bazi maddi seyleri eklemekle, yüklemekle gerçeklesiyor. Peki ya ruhu nasil doyuralim? Sufiler bu konuda bize neler söylüyor?
Oruç, bedeni açlik üzerine kurulu bu ibadet, bedendeki etkisinin tam tersine olarak ruhu doyuruyor. Beden aciktikça ruh doyuyor, beden doydukça ruh acikiyor. Ramazan, ruhun sofrasinin kuruldugu bir mübarek mevsim oluyor böylece.
Ramazan disinda bu açliga tahammül etmenin zor oldugunu herkes tecrübe etmistir. Sair zamanlarda oruç tutmak, Ramazan’da tutmaktan daha güç, daha müskil. Ramazan’da ise, seytanlarin baglanmasi örneginde oldugu gibi, oruç da, aç kalmak da kolaylasiyor, zahmetsizlesiyor. Dolayisiyla, sair zamanlarda zor olan ruhu doyurmak, Ramazan’da kolay ve rahmetli bir isleme dönüsüyor. Bunlari göz önünde bulundurunca, ya Ramazan olmasaydi ne yapardik diyesi geliyor insanin?
Sahabeler bu rahmetin tamamen farkinda olduklari için, bu açlik ayini, bu ruh doygunlugu ayini dört gözle beklerlermis. Bu ayda diger aylarda olmayan ikramin ve bagislarin bütünüyle farkindalarmis.
Ramazan doymaya baslayan ruha, tilavetle, teravihle, zikirle yapilacak desteklerle, bizi diger on bir aya hazirliyor. Bu bir aylik ziyafet sayesinde on bir aylik yolculugumuzu salimen yapabilmemiz mümkün oluyor.
Bu ayki dosyamizda bu konuyu ele aldik: Ramazan ve orucun manevi hayatimizdaki tesirlerini ele almaya çalistik. Orucu sadece bir zahmet olarak degil, dört gözle beklenmesi gereken bir rahmet olarak görmeye dikkat çekmek istedik.
Hayirli olmasi temennisiyle...

ORUCUN RUHU RUHUN ORUCU
YRD. DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ

Kur’an’da ve Sünnet’te savm seklinde geçen oruç, Farsça’da gün anlamina gelen ruz kelimesinden türetilmistir. Islam’in bes sartindan biri olan oruç, mü’minlerin Allah ile irtibatini sürekli tutmanin ve onlari huzur-i Ilahiye mutmain ve kâmil olarak çikarmanin en önemli vasitalarindan biridir.
Islam’in bes sarti içinde yer alan namaz, oruç hac ve zekat basta olmak üzere Allah’in bütün emir ve yasaklarinin sonsuz hikmetleri bulunmaktadir. Ilimden irfana, hükümden hikmete yol yürüyen ve kapi aralayan sufiler, bu ibadetleri kelamcilarin yaptigi gibi inanç ve iman tartismalari yahut fikihçilarin yaptigi gibi yalniz ibadet ve taat tahlilleriyle birak¬mamis, onlara gönül penceresinden bakarak deruni boyut kazandirmislardir. Bir baska ifadeyle iman, ibadet ve ahlaki ask-i Ilahi merkezli yorumlamislardir. Zira sufiler, savm u salat u hac ile sanma biter zahit isin/ insan-i kâmil olmaya lazim olan irfan imis diyerek dinin derununa yol almayi kendilerine meslek edinmislerdir. Bu zaviyeden bakarak zahiri temizlik yani taharet ve abdesti tevbe; namazi, muhabbet ve ask; zekati, cud ve sehavet; orucu, riyazet; hacci ise müsahede olarak tanimlamislardir.
Bireyin ve toplumun hem maddi hem de manevi yönden sihhat ve istikamet bulmasini saglayan bu ibadetler ihlasla yapildiginda, insani asama asama insa ve imar etmektedir. Bu ibadetler arasinda orucun ayri ve özel bir yeri bulunmaktadir. Bir hadis-i kutside bu hakikat söyle ifade edilmistir: “Ademoglunun her ameli kendinindir. Yalniz oruç müstesna. Çünkü o benimdir. Onun mükafatini verecek olan benim.” (Buhari, Savm, 2)

PEYGAMBER EFENDIMIZIN RAMAZAN’I
PROF. DR. SELAHATTIN YILDIRIM

Gerek Isra ve Miraç olayinda gerekse ezanda ve kelime-i sehadette Peygamberimizin peygamberlik vasfindan önce kulluk vasfinin öne çikarildigini görmekteyiz. Isra hadisesinden bahseden ayette, “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kismini gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kildigimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sifatlardan münezzehtir.” (Isra, 1); Miraç gecesinde indirilen vahiy hakkindaki, “Allah kuluna vahyedecegini vahyetti.” (Necm, 10) mealindeki ayette de görüldügü gibi yine Peygamberimizin kullugu öne çikarilmistir. Sifa-i Serif’te Kadi Iyaz’in bildirdigine göre Peygamberimiz (sas) yirmi dört saatini üç bölüme ayirarak bunlardan bir bölümünü kulluk vazifelerine tahsis eder, bir bölümünde ailesinin ihtiyaçlarini karsilar, üçüncüsünde de ümmetinin problemlerini hallederdi. O, kullugunu hep zirvede yasamistir. En çok sevdigi ibadetler Kur’an okumak, namaz kilmak ve oruç tutmakti. Ramazan ayinda ise daha çok ibadet ederdi.

Efendimiz Ramazan’a hazirlanirdi
Enes bin Malik’ten (ra) gelen bir rivayette Peygamberimiz, Recep ve Saban aylari içerisinde, “Allah’im! Recep ve Saban’i bize mübarek kil ve bizi Ramazan ayina kavustur.” seklinde dua ederdi. (Ahmed bin Hanbel, Müsned, I, 259) Böyle dua etmesinin sebebi, “Büyük günahlara dalma¬mak sartiyla bes vakit namaz, iki cuma ve iki Ramazan kendi aralarindaki günahlara kefaret olur.” mealindeki hadis olmalidir. (Müslim, Taharet, 16) Çünkü bu hadisten anlasildigina göre büyük günah olmamak kaydiyla bes vakit namaz günlük günahlarin, iki cuma haftalik günahlarin, iki Ramazan da yillik günahlarin affini saglamaktadir.

ORUCUMUZU BOZMAYALIM
ISMAIL ACARKAN

“Fitratinizi tam olarak idrak ederek, kendinizi koruyup muhafaza edenlerden olasiniz diye oruç sizden öncekilere farz kilindigi gibi size de farz kilindi.” (Bakara, 183)
“Ramazan ayi ki, insanlar için dupduru bir hidayet kaynagi, ayrica apaçik hidayet delilleri ve hakki batildan ayiran ölçüler olarak Kur’an bu ayda indirildi. Artik sizden kim bu aya erisirse onu oruçla geçirsin. Her kim oruç tutamayacak derecede hasta veya seferde olursa, tutamadigi günler sayisinca baska günlerde tutar. Allah, sizin için kolaylik diler; O, sizin için zorluk dilemez. Artik tutamadi¬giniz günleri tutarak sayiyi tamamlar ve sizi hidayet etmesine, fitratinizin yolunu göstermesine karsilik Allah’i taniyip bu tanimanin geregini yerine getirin, Ramazan’i oruçla ve Kur’an’la geçirip kendinizi bulun ki böylece sükredenlerden olasiniz.” (Bakara, 185)
Bizi sevgisinden yaratan yüce Rabbimiz orucun sirrini Bakara 183’te kendinizi koruyup muhafaza edenlerden olasiniz, Bakara 185’te de sükredenlerden olasiniz seklinde açiklamaktadir.
Buradan anliyoruz ki oruç öncelikle insani fitri olmayan her seyden koruyan ve tertemiz bir sekilde muhafaza eden bir ibadettir. Ikinci olarak ise mü’mini bu tertemiz fitratla tekrar bulusturup Allah’in yakinligi ve cemaliyle sereflendirerek sükrettirir.
Bu ayin sonunda idrak edilen bayramin adi Fitr (fitrat ile ayni manada) bayramidir. Yani oruçla insan fitratina döner, onu hatirlar ve bu yüce fitrati ona lûtfeden Allah’a sükreder.
“Oruçlu için iki sevinç vardir: Biri, orucu açtigi zamanki sevincidir, digeri de Rabbine kavustugu zamanki sevincidir.” Çünkü oruçla insan, nimetleri beseri ve nefsani hazzi adina degil, bu nimetleri ona cömertçe bagislayan Allah adina (O’nun (cc) emri ve izni ile) yer. Bu ilk sevinç ve lezzettir.

HOS GELDIN EY RAMAZAN!
YRD. DOÇ. DR. CÜNEYT GÖKÇE

Ezberimizi bozan, aliskanliklarimizi dagitan, bizi bir seylerin farkina vardiran muhtesem Ramazan, hos geldin!
Sen gittiginden beri biz gaflete daldik. Sahip oldugumuz tüm nimetleri dogal hakkimiz zannederek onlara normal bir gözle bakmaya devam ettik. Onlardan bir an bile uzak durabilme ihtimalini hiç mi hiç düsünmedik. Ancak simdi elimizin altinda olan bu nimetlerden imsak-iftar arasi yararlanamamamiz bizi silkeledi. Bizi uyandirdi. Sayende kendimize geldik. Ezberimiz bozuldu, ülfetimiz dagildi; hos geldin!

Seninle tanisan meleklesir!
Sükre vesile olan mübarek Ramazan, hos geldin! Yokluk ve yoksullugun ne demek oldugunu yavas da olsa, sanki anlamaya basladik. Sahip oldugumuz pek çok imkanin çokça asagisinda yasayan ve standardimizi yakalayamayan çok sayida insanin varligini müsahede ederek halimize sükrettik. Bu sükre sen sebep oldun, senin bu konuda katkin çok fazla, hos geldin!
Seninle tanisan ve seninle arkadas olan insanlarin meleklesmesine vesile oluyorsun. Meleklesmemize katki saglayan kiymetli misafir, hos sefa geldin.
Seninle tanismak, seninle vakit geçirmek ne kadar da güzelmis. Günlerdir yolunu bekledik durduk, sen geleceksin diye degerli Ramazan! Caddeler, sokaklar, mahyalar, minareler. Yer gök her mekan senin için hazirlik yapti. Seni karsilamak için adeta birbiriyle yaristi. Arz ve sema senin için süslendi. Hos geldin!
Ekonomiyi canlandirip hareketlendiren Ramazan hos geldin! Seninle birlikte altin degerindeki esnaf ile hilebaz ve düzenbaz firsatçilar birbirinden ayrildi.
Vicdanlarini rafa kaldiran nasipsizler bu canlilikta köse dönmeye çalisti. Ancak, haramin bereketi yok ki! Perisan olup kaldi! Diger taraftan pek çok sektör seninle hayat buldu; vicdan seninle devreye girdi. Tekrar hos geldin!


(Dosya yazilarinin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Haziran (2016) sayisinda.)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016